TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 3 Kasım’da Milli Eğitim Bakanlığının Bütçe görüşmeleri başladı. Antalya CHP Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Cavit Arı konuşmasında:
“Öncelikle, Bakanlıkta çalışan avukatların iş yükünün fazla olduğu gözetildiğinde Bakanlık bünyesinde avukat kadrolarının artırılması talebi var. İkinci tarafıma iletilen konuda 100 bin atama bekleyen öğretmenlerimizin arasında kimya, fizik, biyoloji gibi branşlara 300 atama verilmekte, bu sene 3 bin atama diye fizik, kimya, biyoloji bölümü öğretmenlerimiz sizden özellikle kadro beklemektedir.”
“Eğitimde değerlendirme kıstasımız nedir?”
Arı tarafında iletilen talepleri dile getirdikten sonra devamında “ “Eğitim” denilince, “Millî Eğitim” denilince; ülkede yaşayan herkesi ilgilendiren bir bakanlıktır. Millî Eğitim Bakanlığının başarılı olmasını hepimiz bekleriz. Ancak değerlendirme kıstasımız nedir, bu ölçüt neye göre olmalı; onu da çok iyi değerlendirmek zorundayız. Şöyle ki: Bugün verilen eğitimin kalitesi nedir? Aslında tartışmamız gereken nokta burada.” konusuna vurgu yaptı.
Devamında Arı “Eğitimin en kolay kalitesini nerden anlarız? Çocukların girdiği sınavlardan anlarız. 2022 yılı sınavlarında matematik ortalaması Türkiye’de 40 sorudan 7 soru seviyelerinde; fizikte 14 sorudan 2; kimyada 13 sorudan 1,6; biyolojide 13 sorudan 2,05 ortalama doğru var. Şimdi, eğitimin kalitesi bu ortalamalarda yatıyor. 2002-2003 eğitim-öğretim döneminde 53 devlet, 23 vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 76 üniversite bulunduğunu; 2021-2022 yılında ise 129 devlet, 75 vakıf üniversitesi, 4 vakıf meslek yüksekokulu; 208 eğitim kurumuna sahip olduğumuzu ifade ettiniz. Sayı önemli olabilir ama sayıdan daha önemli olan kalitedir. Her ilde bir üniversite, her ilçeye bir üniversite, her mahalleye üniversiteye kadar giden bir süreçte kalite bulamazsınız. Bugün esas olanın eğitimde kalite olduğunu defalarca söyledik. Ancak sizin düşünceniz, Üniversitelerimizi Koç Üniversitesi gibi dünyada ilk 500 e giren bir üniversite yapmak yerine İlk 500 e giren Üniversitelerimizi diğer üniversitelerin seviyesine indirme yöntemini uygulayan bir anlayışınız var.” cümleleri ile eğitim kalitesini düştüğünü dile getirdi.
Arı konuşmasında “2003 yılından bu yana 356 bin 438 adet yeni derslik yapıldı.” denilmekte. Ben soruyorum: Kaçı hayırsever tarafından yapıldı? Çünkü daha çok hayırseverler tarafından yeni binalar, okullar yapıldığını biliyoruz. Hayırseverlerin katkısı çok önemli. Temel eğitim ve ortaöğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 22-23 olduğundan bahsediyorsunuz ancak görünen o ki şu an yaklaşık 40-45 seviyelerinde derslik başına düşen öğrenci bulunmakta.” diyerek öğrencilerin kalabalık sınıflarda eğitim gördüğü konusuna dikkat çekti.
Konuşmasında köy okullarına değinen arı konu ile ilgili olarak “İktidarınız döneminde 20 bine yakın köy okulunun kapatıldığını biliyoruz ve buradan da defalarca köy okullarının yeniden açılması gerektiğini dile getirdik. Son dönemde 2 bine yakın kullanılmayan binanın okula döndürüldüğünü ifade ettiniz. Ancak ben soruyorum: Kaç tane yeni köy okulu açtınız? Yani sıfırdan bina yaparak köy okulu açtınız mı? 1,5 milyon öğrenci taşımalı eğitimde. Yaklaşık 14,1 milyar TL para harcanılmakta. Geçtiğimiz yıllarda da çok önemli rakamlarla taşımalı eğitime paralar harcanmıştı. Başta buralardaki kaynaklar olmak üzere köy okullarına aktarılabilecek önemli ödenekler olduğunu ifade etmek isterim.” dedi.
Arı son olarak “Sayıştay raporunda, ilçe millî eğitim müdürlüğü kadrolarına gerekli koşulları sağlamayan kişilerin atandığı ve yine, akademik kadro ilanlarında objektif olmayan ek koşullara yer verildiği ifade edilmişti. Bu konularla ilgili hangi önlemleri, hangi tedbirleri aldınız ve geçmişte yapılan bu atamalarla ilgili neler yaptınız? ” cümleleri ile konuşmasını bitirdi.
Komisyonun devamında Öneride bulunmak için söz alan Arı “Antalya Konyaaltı ilçesinde daha önce Gençlik ve Spor Bakanlığına ait olan, yurt alanı özelleştirme kapsamına alındı. 23.400 metrekarelik bir taşınmaz var. Bu taşınmaz hâli hazırda özel eğitim alanı olarak tescilli. Özelleştirme kapsamında bir hafta önce satışa çıkarıldı ancak rakam yüksek olduğu için alıcı çıkmadı. Hemen yanında bir hayırsever tarafından yapılan ilköğretim okulu ve ortaokul var. Burası özelleştirme kapsamından çıkarılıp lise yapılmaya en uygun yer. Eğer imkânı varsa burayı lise olarak kazandıralım, alan liseye daha uygundur.
Ek olarak, bazı öğretmenevlerinde sıkıntı olduğunu görüyoruz. Özellikle de Gazipaşa ilçemizde bulunan öğretmenevinin gerçekten çok yıpranmış olduğunu sizlere ifade etmek isterim. Eğer orada bir onarım çalışması yapılabilirse öğretmenlere daha yakışır bir hâle gelecektir.” dedi.