Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Lokali’nde gazetecilerle bir araya gelen CHP Antalya İl Başkanı Mustafa Erdem 16 Nisan’da yapılacak olan Halk oylamasını değerlendirdi.
CHP Antalya İl Başkanı Mustafa Erdem yaptığı açıklamasında şunları söyledi.
“Yaklaşık 2 ay önce ülkemizde Anayasa değişikliğinin halk oylamasına sunulması kararı çıktı. Bu karar çıkana kadar bildiğiniz gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çok sert tartışmalar ve kavgalar yaşandı. MHP’nin yalnızca üst yönetimden birkaç milletvekilinin hükümete verdiği destek ile referandum kararı alındı. O gün mecliste yaşanan kavgaları, gecenin yarısında “hayır” diyen milletvekillerimize saldırıları, halkın haber alma özgürlüğünün önüne geçerek meclis televizyonunun kapatılmasını hepimiz ibretle izlemiştik. Bu kararın geçmemesi için mecliste şiddete maruz kalan, saldırıya uğrayan ve bugün de aynı kararlılıkla anayasa değişikliğine karşı çıkan tüm milletvekillerimize şükranlarımı ve saygılarımı sunuyorum.
O günden bugüne referandum kampanyalarının yürütülme biçimine baktığımızda; bu iki aylık süreçte mecliste yaşanan haksızlık ve hukuksuzluklar sahada da devam etti. Yalnızca Cumhuriyet Halk Partililere değil, bu anayasa değişikliğinin ülkemizi bir felakete sürükleyeceğinin farkında olan tüm parti, sivil toplum kuruluşu, gönüllü ekipler ve korkmadan “hayır” diyebilen herkese karşı haksız, hukuksuz, saldırgan, çifte standartlı yaptırımlar uygulandı. Mecliste neye imza attığını bilmeden boş kâğıtlara imza atarak bu anayasa değişikliğini halkın önüne koyanların, meclisteki saldırgan ve faşizan tutumları, sahada hayır diyen herkese karşı tüm hızıyla devam etti.
Anayasa değişikliği adı altında halkın oylamasına sunulan bu ucube anayasa taslağı aslında devletin temellerini sarsacak ve Cumhuriyet’in yıkılmasına, yok olmasına sebep olacak tuzaklarla doludur. Bunun farkında olan tüm siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları şu ana kadar tamamen kendi imkânlarıyla, bütçesiz, birçok olanaksızlık içinde halkımızı bilgilendirmek ve bu yıkılış taslağına karşı çıkmak için sahalara indiler.
Bu bir parti meselesi olsaydı bunu yalnızca Cumhuriyet Halk Partisi söylüyor olabilirdi, ancak bugün çok farklı siyasi ideolojiye sahip, farklı etnik kökene sahip, “asla bir araya gelmez” gibi düşünülen birçok farklı gurup “HAYIR” da birleşti. Övünerek söylemeliyiz ki, Cumhuriyet Halk Partisi’nin önderliğinde başlanan bu mücadele halkımızın her kesiminde birlik, beraberlik ve dayanışma ruhu ile oluşmuş bir vatan ve millet meselesidir.
Referanduma 3 gün kala sizlerle son bir değerlendirme adına burada buluştuk, bu vesile ile bu mücadeleye katkı koyan yönetim kurulu üyelerimize, ilçe başkan ve yöneticilerimize, il ilçe kadın ve gençlik kolları başkan ve yöneticilerimize, belediye başkanlarımıza ve meclis üyelerimize, tüm parti üyelerimize ve parti siyasetinden, ideolojisinden, fikir ve düşüncesinden arınarak ortak kaygısı “vatan” olan ve bu mücadelede yer alan tüm halkımıza huzurunuzda sonsuz teşekkür ediyorum.
İktidarın baskılarını, uyguladıkları kanunsuz ve hukuksuz dayatmaları, şiddet ve cebir kullanarak halkın düşüncesini söylemesine engel olmaya çalışanları, devletin her türlü imkânını, parasını, pulunu, resmi plakalı araçlarını kullanarak, bu milletin vergileriyle oluşmuş milletin parasını parti mitinglerine aktararak “evet çalışması” yapanları gördük.
Her yer “evet” afişleriyle donatılmışken, kısıtlı imkânlarla yetersiz sayıda astığımız “hayır” pankartlarımız sürekli tahrip edildi. Araçlarımızın önü kesildi, darp edilen arkadaşlarımız oldu.
Buna karşı nefret ve kin söyleminden uzak, sırf vatan ve millet sevdasıyla ev ev, köy köy, kapı kapı gezen, tüm imkânsızlıklara karşı gönüllerindeki vatan ve ülke sevdasıyla, tek imkânları yüreklerindeki inanç olan ve “hayır” diyenlere, kişisel saldırılara cevap vermek yerine anayasa maddelerinin gerçek içeriğini halkımıza anlatan herkese şükranlarımı sunuyorum.
Bu süreçte bir yandan bu çalışmaları yürütürken bir yandan da biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak sandık güvenliği ile ilgili tüm önlemlerimizi almış bulunuyoruz. Antalya’da bulunan toplam 4 bin 497 sandık için; 4 bin 497 asil ve 2 bin 869 yedek sandık görevlisine, ayrıca her sandık için müşahitlerimize gereken sandık eğitimlerini verdik. Ayrıca 16 Nisan’da 300’e yakın gönüllü avukatımız da sandık başında yaşanacak her tür hile ve hukuksuzluğa karşı görev başında olacaklar. Sandık güvenliği konusunda hiç kimsenin endişesi olmasın. Bizler konunun ehemmiyetinin farkında olarak, sandığa yansımış bir tane bile oyun değiştirilmesine ve seçim hilesine izin vermeyeceğiz. Halkımız bu konuda müsterih olsun.
Referandum gündeme geldiği günden bu yana gerek kamuoyu yoklamaları, gerek anket sonuçları, gerekse bizzat sahada kendimizin yaptığı araştırmalar sonucunda “hayır” oylarının başından sonuna kadar önde olduğunu görüyoruz. Ve yaşanan tüm saldırılar ve haksızlıkların da bu yüzden olduğunun farkındayız. Yalnız halkımız korkmasın, çekinmesin. Çoluk çocuğunu alarak, onun da geleceğine oy verdiğini bilerek huzur içinde sandığa gitsin ve oyunu kullansın. Cumhuriyet Halk Partisi bu konuda gereken tüm önlemleri almıştır, bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Tüm sandık görevlilerimiz olası bir algı yönetimine karşı da duyarlı olacaklardır. Erkenden yapılacak ve gerçek sonucu yansıtmayacak açıklamalara hiçbir sandık görevlimiz itibar etmeyecek, ıslak imzalı ve mühürlü tutanaklarını aldıktan sonra oy çuvallarının Seçim Kurulları’na teslim edilmesi sürecinde görevini ihmal etmeyecek ve görev başında kalacaklardır.
Milletimiz, sadece bir partiyi değil, milletin yüzde yüzünü kucaklayan bir cumhurbaşkanı istiyor.
Milletimiz, vatanın tapusunu bir kişiye teslim etmek istemiyor.
Yüce Türk Milleti’nin iradesini yansıtan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin hükümsüzleşmesini istemiyor.
Milletimiz herkes için eşit ve adil bir adalet mekanizması istiyor.
Milletimiz tek kişi için değil, herkes için güçlü bir demokrasi ve insanca bir yaşam istiyor.
Milletimiz huzur istiyor.
Değerli basın mensupları,
Buradan sizler aracılığı ile halkımıza şunları da iletmek isterim. 16 Nisan’dan sonra bu milleti ayrıştırmaya, cepheleştirmeye ve birbirine düşürmeye çalışanlar amaçlarına ulaşamayacaklardır. 17 Nisan’da bu millet yine birlikte yaşamaya, yine aynı hayatı paylaşmaya devam edecektir. Çünkü bu millet özgürlüklerini, onurlu ve güvenli bir yaşamı Cumhuriyete borçludur ve ondan vazgeçmeyecektir. Bu nedenle sandığa katılım oranının da yükselmesi çok önemlidir.
Değerli halkımızı sandığa gitmeye davet ediyorum. Bugün kendiniz için, çoluk çocuğunuz için, vatanımızın bölünmez bütünlüğünü korumak için sandığa gidin. İki eliniz kanda da olsa sandığa gidiniz. Çünkü bu bir parti seçimi değil, halkımızın kendi kaderini oylayacağı bir halk oylamasıdır. Hiç kimse korkmasın. Bizler görevimizin başındayız ve gerekeni canla başla yapıyoruz ve yapacağız.
Ülkemizin karanlıktan çıkmasına 3 gün kaldı. 16 Nisan günü yapılacak halk oylamasının vatanımıza ve milletimize HAYIRLI” olmasını diliyorum.” dedi.






