BUDAK: “TGA, ‘PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR’ MANTIĞI İLE YÖNETİLEMEZ”

0
16

CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un daha önce Türkiye turizminin lokomotifi olarak tarif ettiği seyahat acentalarını dışlayıcı tutumunu eleştirdi. Budak, “ Kültür ve Turizm Bakanının ülkemizde bulunan 14 bin seyahat acentasını ve onların temsilcisi, kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü olan TÜRSAB’ı görmezden gelme lüksü yok. Bakanın, acentaların ödedikleri turizm payı oranında TGA’da temsil edilmeleri gerektiği gerekçesi de hiç ikna edici değil. Türkiye turizminin tanıtım faaliyetleri, ‘parayı veren düdüğü çalar’ mantığı ile yürütülemez” dedi. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın (TGA) şeffaf bir biçimde yönetilmediğini ve denetlenemediğini söyleyen Budak, “ Sektörden ciro üzerinden adaletsiz bir şekilde toplanan turizm katkı paylarının nerelere harcandığı belli değil” dedi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2023 yılı bütçesinin Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde değerlendirmelerde bulunan Budak, şöyle konuştu:

Geçenlerde bir açıklamanız var, bunu da çok merak ediyorum, önümüzdeki hafta da TÜRSAB’ın, seçimi var. Çok merak ediyorum “Seyahat acentelerine yarım koltuk veremeyeceğimiz için tam koltuk verdik yani 1 koltuk verdik TGA’da da.” diyorsunuz. Burada 14 bin acenteden bahsediyoruz yani Türkiye’ye 10 tur operatörünün getirdiği turist sayısıyla mı değerlendiriyorsunuz? Yani sonuç itibarıyla, bunlar Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulmuş şirketler, çoğu incoming yapıyor, ulaştırma sektöründe, orada burada. Yani bu küçümsemenin temelinde acaba bir karşıtlık mı söz konusu?

“ACENTALARLA İLİŞKİLERİNİZİ KİŞİŞEL BAĞLANTILARLA KURAMAZSINIZ”

Siz de acentesiniz aynı zamanda, yatırımcısınız da, bu açıklamadan o sektördeki çalışanların, üretenlerin, Türkiye’de turizmi geliştirenlerin rencide olabileceğini düşünmüyor musunuz? Özellikle de şunu da ifade etmek istiyorum: Yine, T24 TV kanalında verdiğiniz mülakatta “Efendim, işte, 100 civarında seyahat acentesi var, onlar Türkiye’nin yüzde 80 turistini getiriyor, onların CEO’ları yada patronları benim arkadaşım, aramızda whatsapp grubu var ve whatsapp grubundan bir kriz olduğu zaman biz onları çözüveriyoruz.” Bu tutum Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ağırlığına yakışır bir tutum değil. Acentalarla ilişkinizi kişisel kanallar üzerinden kurmanız kabul edilemez. Acentaların aayasamıza göre kurulmuş bir örgütü, TÜRSAB var. İlişkinizi onlarla kurmak zorundasınız.

TGA İLE İLGİLİ SORULARIMIZ YANITSIZ KALIYOR

TGA ile ilgili, Türkiye Büyük Millet Meclisinden kanun geçerken, çekincelerimizi söylemiştik, bu çekincelerimizin başında da ilk önce bu sektörden, turizm sektörünün bütün mensuplarından, cirolarından pay alınmasıydı. İkincisi, denetlemesinin, bunun denetleme mekanizmasının sadece özel bir denetim şirketine verilmesiydi. Bu sorularımız, daha önce sorduğumuz sorular, bununla ilgili sorduğumuz sorular bizim özellikle sektörden dolayısıyla halktan toplanan bu paraların nasıl harcandığı, nasıl tanıtıma gittiği idi; çok da ayrıntı istemedik aslında, istediğimiz şuydu: Tanıtımın birçok ayağı var, işte fuarlardan başlar ve arkasından televizyonlar, “Youtuber”lar, artık yeni dönemin tanıtım mekanizmaları, gazeteler, uluslararası kanallar; bunlarla ilgili ne yapıldı? Yani sorularımız buydu, hâlâ bu sorulara cevap alamadık. Şimdi, eğer ayrıntı varsa onu sizden isteriz, yoksa da yazılı olarak bunları almak isteriz.

“2,3 MİLYAR LİRA KONAKLAMA VERGİSİ BÜTÇE AÇIĞINI KAPATMAZ”

Şimdi, bir de bu konaklama vergisi var. Bu yıl siz konaklama vergisini artık tahsilata başlayacaksınız, bunun ertelenmesi talebi sektörden size bin defa gelmiştir. Daha yeni toparlanıyor sektör ve bu yıl 2,3 milyar lira oradan konaklama vergisiyle ilgili gelir elde edeceğinizi ifade ediyorsunuz ve bunu da ciro üzerinden alıyorsunuz.

Sayın Bakan, yüzde 2 cirodan ve bu turizm sektörü için büyük bir rakam. Yani buradaki asıl sorun şudur: TGA’da olduğu gibi yönetimini tamamen siz yapıyorsunuz o fonun, burada da konaklama vergisinin tamamını merkeze alıyorsunuz. Hâlbuki dünyadaki örnekleri biliyorsunuz. İspanya’da,

Yunanistan’da, İtalya’da bunun örneklerini biliyorsunuz. Bunların bir kısmı yerel yönetimlere verilir turizm gelirinin elde edildiği bölgelerin geliştirilmesi için. Türkiye’de de öyle olmalı. Toplayacağınız 2,3 milyar lira konaklama vergisi bütçe açığını kapatmaz, ama bunun ertelenmesi turizm sektörüne nefes aldırır.”