“İSRAİL İLE TİCARETİ DURDURUN, DURDURUN, DURDURUN”
“VATANDAŞ GÜNÜ GELDİĞİNDE SİZE FATURAYI KESECEK”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı töreninin Çankaya Köşkü’nde yapılması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çağrısını yinelerken, “Gazipaşa’dan Sayın Erdoğan’a sesleniyorum. Var mısın Sayın Erdoğan? Gazipaşa’nın evine gelmeye, Çankaya Köşkü’ne gelmeye ve bir Saray dayatmasından vazgeçip, milletin evinde, Ata’nın evinde milletin temsilcilerini ağırlamaya var mısın? Varsan biz varız. Bu millet senden Atatürk’e, eserine, ülkede yaşayan herkese saygı duymanı bekliyor” dedi. İsrail ile ticaretin sürdüğüne dikkati çeken Özel, iktidara seslenerek, “Türk milletine ve dünyadaki mazlumlar için yüreği yanan herkese şikayet ediyorum. İsrail ile ticareti durdurun, durdurun, durdurun” ifadesini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, 14’üncü Gazipaşa Çekirdeksiz Nar ve Tropikal Meyve Festivali’ne katıldı. Özel, “Gazipaşa’ya bu ismin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından verilişinin 100’üncü yılında, ilk kez siyaset hayatımda ziyaret ettiğim ve devamında üçüncü kez bugün burada buluştuğumuz, çok özel anılarla ayrıldığım ve belediye başkanına, siyasetçilerine her zaman ayrı bir ilgi, ayrı bir sevgi ve saygı duyduğum bir kentteyim. Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Ali Yılmaz, Mülkiye mezunu, Sosyal Güvenlik Kurumu’nda uzun yıllar Teftiş Kurulu’nda çalışmış, kamuda yöneticilik deneyimi yüksek olan ve 1994’ten sonra sadece 2014-2019 yılları arasında yönetmediğimiz bu belediyede 2019 yılında göreve gelen, yüksek borcu bir dönem içinde hızla eriten, devlete olan borçlarının tamamını kapatan, personeline borcu olmayan, tedarikçilere borcu olmayan, bu beş yıllık onarım süreci içinde gönüllerde taht kurmayı başaran, yaptığımız anketlerde en önde çıkan, örgütümüzün desteğini tam alan, girdiği seçimlerde de yüzde 50,36 gibi her iki kişiden birinden fazlasının desteği ile yeniden Gazipaşa’nın hizmeti ile onurlandırılan, benim de göğsümü kabartan başkanımızı yürekten kutlayarak başlamak istiyorum” diye konuştu. Özel, şunları söyledi:
“KONAKLAMA VERGİSİNİN ALINDIĞI KENTE BIRAKILMADIĞI TEK ÖRNEK; TÜRKİYE”
“Gazipaşa’nın, çok sayıda sorunu var. Bu sorunlara değinmek önemli. Elbette güncel siyasi meseleler, ülkenin gündemi önemli ama bu Gazipaşa bambaşka bir yer. Antalya da öyle. Antalya’nın en batısındaki Kaş’ından en doğusundaki Gazipaşa’sına kadar bu memleket için çok önemli katkılar sağlayan, çok ciddi yüklerin altına giren ilçelerle ve bir büyükşehir belediyesi ile karşı karşıyayız. Antalya’ya kış nüfusuna, 2,5 milyon nüfusa göre devletimiz katkı sağlıyor. Ama bu kent 25 milyon yerli ve yabancı turistin katılımıyla, 27 milyona hizmet etmek zorunda olan bir büyükşehir belediyesine ve nüfuslarının kimi altı, kimi sekiz, kimi 10, kimi 20 kat misafir ağırlayan ilçe belediyelerine sahip. Bu kentlerde yaşayanlar bu kentin cefasını çekenler, geçmişte bu kent dezavantajlı durumlardayken emek verenler, alın teri akıtanlar, dirsek çürütenler bu kentin bugünlerine geldiğinde aynı yüksek kiralarla, hayat pahalılığıyla ve kentin turizm merkezi olmasının zorluklarıyla karşı karşıya. Onun için iktidar kim olursa olsun, böylesi kentlere ki artık teknoloji izin veriyor, GSM sinyalinden, su kullanma miktarına, elektrik harcama düzeyine bakarak, yüzde 1 bile değil yüzde yarım yanılma payı ile bu kentlerde ortalama nüfusu, günlük, aylık nüfusu bulabiliyorsunuz. Bu kentlere buna göre katkı sağlamak lazım. Bu kentlerde, örneğin yanı başımızdaki, hemen batımızdaki Alanya’da Antalya’ya gelen turistin yüzde 30’u, Türkiye’ye gelen turistin yüzde 15’i geliyorken, Gazipaşa hem tarımda, hem turizmde önü çok açık bir memleketken, maalesef turistlerden alınan konaklama vergilerinin dünyada bir tek Türkiye’de, ne İspanya, ne Fransa, ne Japonya’da, ne Güney Amerika’da olmayan bir örnekle merkezi iktidar tarafından alındığı, turistin geldiği, tercih ettiği, hizmet aldığı, suyunu tükettiği, atık su ürettiği kentte, verdiği konaklama vergisinin o kente bırakılmadığı örnekle karşı karşıyayız.”
“TOMBALA ÇEKER GİBİ ÜRÜN TERCİH ETMEK ZORUNDA KALIYORLAR”
“Bunun yanı sıra Gazipaşa’ya özel olarak Muzkent, Güneyköy, Zeytinada mahallelerimizde sulama suyu sorunu yaşanıyor muz üretiminden dolayı. Bu meseleye devletin el atması, bu sorunu görevi kente su sağlamak olan büyükşehir belediyesinin sırtına yıkıp kaçmak yerine devletin bu meseleye kalıcı, sistemli çözüm üretmesi gerekmektedir. Yaş sebze ve meyve üreten üreticilerimiz bölgeye özgü tropikal meyve üreten üreticilerimizin üretim ve pazarlama sorunlarını özel ele almalıyız. Bu ürünlerin satılıp, satılmayacağı belli olmadan, bir yıl önce rastgele, adeta tombala çeker, kazı kazan oynar, spor loto oynar gibi ürün tercih etmelerinin yerine bilinçli yönlendirmelerin yapılması, destekleyici, düzenleyici kurum ve kuralların hayata geçirilmesi fevkalade önemlidir. Çekirdeksiz nar sadece gerçek anlamda Gazipaşa’da üretilebiliyorken, üretildiği narın teşvik edilmesi, üreticinin sorunları ile başbaşa bırakılması değil bu ürünün olumlu anlamda stratejik bir ürün olarak devlet tarafından da sahiplenilmesi son derece önemlidir.”
“SAHİL YOLU D-400’ÜN GECİKMESİ TAHAMMÜL SINIRINI AŞTI”
“Memnuniyetle öğrendim; kentimize bir yat limanı açılacakmış. Ama endişe ile takip ettim ki; o yat limanında bugüne kadar oradan ekmeğini sağlamak için bulunan, ekmeğini denizden çıkaran balıkçı teknelerinin gideceği yeni bir liman, yeni bir balıkçı sığınağı yapılmadan, yatların getirilip onların yerlerinden edilmesi kabul edilebilir değildir. Bu konuda çözümün parçası olmak, bize görev düşüyorsa bizlerin ama elbette ülkeyi yöneten iktidarın birinci vazifesidir. Antalya’dan, Alanya’ya yapılacağı söylenen otoyolun, Alanya’nın kullandığı, ilçemizin sınırlarında olan havaalanına ve Gazipaşa’mıza kadar uzanmaması kabul edilebilir değildir. Bugüne kadar Güneydoğu Anadolu ile Antalya’yı birbirine bağlayacak sahil yolumuz olan D-400’ün gecikmesi artık tahammül sınırlarını aşmıştır. Gazipaşa hızla gelişen ve değişen bir ilçe olduğu halde son yıllarda hiçbir eğitim yatırımının yapılmaması, devlet eliyle, bir tane okul öncesi kurumun yapılmamış olması çocuklarımızın kalabalık sınıflarda eğitim görme zorunluluğunu hayata getirmektedir. Bu konuda Gazipaşa’nın sesi duyulmalı, duyurulmalı ve soruna Milli Eğitim Bakanlığı derhal el atılmalıdır.”
“KAH ÇEKİYOR KAH ÇEKMİYOR AMA GSM FATURASI ÜÇ KAT ARTTI”
“Şuradan buraya gelene kadar üç vatandaşımız, ‘Köylerde cep telefonu çekmiyor, faturalar pabuç gibi geliyor’ dedi. Biraz önce şurada söyledi gözlüklü, kasketli amca. Bugün Türkiye’de dört kişilik aile için bir sabit hat, bir ev interneti, öyle ya çocukların pandemiden sonra dersleri, ödevleri, her şeyi ev internetine bağlı ve evdeki kişilerin cep telefonlarına Türkiye’de GSM faturası açısından Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği bunlara diyor ki; ‘GSM maliyeti bir ailenin geçen aya kadar 745 liraydı. Aynı tarifeler, bu ay faturalar 2 bin 350 lira gelmekte.’ Gazipaşa’nın köylerinde kah çekmekte, kah çekmemekte. Yukarı çıkarsan çekmekte, eve girmezsen çekmemekte. Ama geçen ay 740 lira gelen fatura bu ay 2 bin 350 lira gelmektedir. Bu düzenlemeyi Turkcell, Türk Telekom, Vodafone aynı anda anlaşarak, üçü anlaşıp hepimizin birden faturalarını üç katına çıkardılar. Bu konuda Sayın Bakan ‘Serbest piyasa var, nasıl karışayım?’ demektedir. Ama işin aslı bu değildir. Canlı yayında ifade ediyorum ki; bugün Türk Telekom, özelleştirdiğimiz Hariri tarafından devletimiz dolandırıldığı için hisseleri bize gelmiştir, devlettedir. Turkcell’in en yüksek hissesi devletimizdedir. Sadece Vodafone yabancı şirkettir. Devletin şirketinin olduğu, bir diğer şirketin büyük ortağının devlet olduğu yerde serbest piyasa yoktur. Eğer bugün bu fatura 2 bin 350 lira geliyorsa devletin bilgisi dahilinde, bakanın yetkisi dahilinde, ülkeyi yönetenlerin sorumluluğu dahilinde gelmektedir. Bu kadar yokluk, bu kadar sıkıntı içinde vatandaşın faturasını kabartanlar şunu bilsinler ki bu vatandaş günü gelince size faturayı kesecektir.”
“YARATILAN CARİ AÇIĞI, GAZİPAŞALI ALINTERİYLE KAPATIYOR”
“Bugün bu kent, Gazipaşa, Türkiye’deki tropikal meyve üretiminin muz hariç yüzde 60’ını gerçekleştiriyor. Yine tropikal meyve ihracatının yüzde 34’ünü gerçekleştiriyor. Bizler bu kentten daha ne istiyoruz? Bir ülkenin en büyük sorunu cari açıktır. Cari açık şu sebeple oluştu; arttı. Evet, peki nasıl kapatılacak? İki çok temiz yolu var. Bunlardan birisi ihracat yapmak. Bir diğeri turizmdir. Burada, bu kentte ve Alanya’da, Manavgat’ta, Antalya’da üretilen ürün bir başka ürün gibi önce ithalat yapılıp, üstüne bir şeyler katılıp ihracat yapılan ürünler değildir. Toprağa Gazipaşalının alnının teri damlamaktadır. Üstüne su damlamaktadır. Oradan bereket ve döviz fışkırmaktadır. Turizm bacasız sanayidir. Siyasetçilerin kötü yönetimle yarattıkları cari açığı, Gazipaşa alın teri, el emeğiyle kapatmaktadır. O yüzden bu kentin kıymeti bilinmeli, bundan sonra Gazipaşa’daki üreticinin de turizmcinin de her derdine öyle burun kıvırarak değil koşa koşa gelinmeli, çözüm bulunmalıdır. Bunun teminatı fahri hemşehriniz, Genel Başkanınız Özgür Özel’dir.”
“EMEĞİNİZİ KİMSEYE SÖMÜRTMEDİĞİNİZ BİR DÜZEN MÜMKÜNDÜR”
“Şöyle bir baktım; çekirdeksiz nar, üreticide kilosu 40 lira. Gazipaşa’da pazarda 90 lira, İstanbul’a gidince 160 lira. Mango üreticide 150 lira, markette 500 lira. Avokado tanesi burada 25 lira ama İzmir’de 75, 80, 90 lira. 100 liraya alınan yaban mersinin paketi İstanbul’da markette 320 lira. Yani sen hem dünyanın en pahalı mazotunu kullanacaksın, emeğini kullanacaksın, tarlanı işleyeceksin, eşinle, çoluğunla, çocuğunla birlikte bütün sene yağmurda, çamurda, rüzgarda, ayazda, güneşte mücadele edeceksin. Sen bütün masrafı dahil 100 lira para alacaksın, bunun 20 lirası kar değil. Ama öbürü gidip 320 liraya bir paket yaban mersinini ya da 500 liraya bir kilo mangoyu satacak. Bunun adaletle uyan tarafı yoktur. Bunun için en kısa zamanda üretici kooperatifleri kurulmalıdır. 70’lerde Karaoğlan Ecevit’in bu ülkeye öğrettiği dayanışma, üreticiler arasında, köylüler arasında dayanışma sağlanmalıdır. Aradaki yamyamlar emeğinizi sömürememelidir. Soğutmalı araçlarla, soğuk hava depolarıyla kendi gümrükleme alanlarınızla kendinizin ürettiği malı kendinizin toptancılığını yaptığınız, gümrükleyip ihracatını yaptığınız, Türkiye’nin dört bir yanına dağıttığınız ve emeğinizi kimseye sömürtmediğiniz bir düzen mümkündür. Onun için bu ülkedeki bu sömürü düzenine son verip, halkın düzenini kurmak mümkündür. Bunun için çalışıyoruz. Bunu hep birlikte başaracağız. Tropikal meyve tanımına yönelik devlet destekleri artırılmalıdır. Üreticilere özel tarımla ilgili özel eğitimler ve yönlendirmeler yapılmalıdır. Yüksek su talep eden bitkiler olduğu için su kaynaklarının verimli, etkin kullanımı dikkatlice planlanmalıdır. Tropikal meyvelerde kalite kaybı yaşanmadan, yurt içi ve yurt dışına yollanması için soğuk zinciri uygulamalarına teşvik, destek verilmelidir. Hem karayolu, hem deniz yolu taşımacılığı optimize edilmeli, üretim maliyetlerinin düşürülmesi, pazarlama süreçlerinin etkin hale getirilmesi için Tarım Bakanlığı’nda özel birim kurularak, bu ürünler diğer ürünlerden farklı olarak gözetilmeli. Üreticisinin ihtiyaç ve beklentilerine özel cevap verilmeli. Ürünlerimizin küresel pazarda pazarlanmasıyla ilgili devlet eliyle katkı sağlanmalı, o katkının yurt dışı ayağı ve yerel ayağı Tarım Bakanlığı tarafından mutlaka organize edilmelidir.”
“İSRAİL İLE TİCARET CAYIR CAYIR DEVAM EDİLİYOR”
“Ben bugün Alanya Kalesi’nden Akdeniz’i gördüm. Gazipaşa Belediyemizden, başkanın odasından Akdeniz’i gördüm ama hep birlikte şunu unutmamalıyız ki; bu Akdeniz’in öbür ucunda Filistin var. Filistin’de dünya tarihinin en büyük zulümlerinden birisi yaşanıyor. Maalesef geçen sene Hamas’ın saldırılarını araçsallaştıran, güya ‘Onlara mukabele ediyorum, meşru müdafaa hakkımı kullanıyorum’ diyen İsrail devleti bunu bir fırsata çevirmiş, soykırıma girişmiş, 42 bin can almış, çoğu kadın ve çocuk olan Filistinlinin canını almıştır. Biz CHP olarak da Türkiye’deki tüm siyasi partiler de Filistin ile dayanışmada üzerimize düşeni yapıyoruz. Ben dünyadaki 120 ülkedeki sosyal demokrat liderlere, ki bunların 24’ü ülkesinde iktidardır, Filistin’i tanımaları için ve İsrail’i kınamaları için mektuplar yazdım. Katıldığım tüm toplantılarda bunları ifade ettim. Yardımcısı olduğum Pedro Sanchez’in, İspanya Başbakanının bizzat Filistin’i tanımasını, İskandinav ülkelerine bunu yapmasını hep birlikte sağladık. Ancak bu sırada geçtiğimiz yıl nisan ayına kadar tüm itirazlara rağmen Filistin’e karşı dayanışma ifadeleri varken, bir yandan İsrail ile ticaret sürüyordu. İtirazları önce duymazdan geldiler, sonra inkar ettiler, sonra kabul edip güya durdurdular. Ama maalesef ortaya bir gerçek çıktı. İsrail ile ticaret cayır cayır devam ediyor. Çünkü İsrail ile ticaretin engellenebilmesi için yapılması gereken iş İsrail ile serbest ticaret anlaşmalarının iptaliydi, iptal edilmedi. Ayrıca Türk menşeili, İsrail menşeili ürünlerin takibi, son kullanıcı belgesi, çıkan ürünün bir başka ülke aracılığı ile İsrail’e gitmesine olanak tanımayacak düzenlemeler yapılmadı. Son olarak ortaya çıktı ki bir malın serbest bölgeden, antrepodan çıkıp, geçici depolama merkezinde etiket değiştirip, İsrail’e gitmesi yasaklanmamış. Gerçek durum ortaya çıktı ki Türkiye’den İsrail’e gidecek mallar, üçüncü ülkenin deposuna gidiyormuş gibi evraklandırılmakta. Uluslararası sularda gelen bir helikopter, yaklaşan hızlı botla evraklar gelmekte. Gemi başka bir limana bile girmeden, tak tak tak evraklar değişmekte. Ürün İsrail’e sanki üçüncü ülkeden gidiyormuş gibi yapılmakta. Yani ‘İsrail ile ticareti bitirdik’ diyenler, nisandan beri ortaoyunu oynayarak, İsrail ile ticarete devam etmektedirler. Bunu buradan, Gazipaşa’dan, Akdeniz’in kıyısından, Yörüklerin memleketinden Türk milletine ve dünyadaki mazlumlar için yüreği yanan herkese şikayet ediyorum. İsrail ile ticareti durdurun, durdurun, durdurun.”
“İKİ ÜYESİ KÜS OLMAYANIN KÜSÜP MİLLETE ZAMAN KAYBETTİRME HAKKI YOK”
“Son sözüm; Türkiye’de siyasette herkesin merak ettiği birtakım değişiklikler, birtakım hareketlenmeler yaşanıyor. Biz CHP olarak, milletimizin verdiği yetkiyle yapılacak ilk seçimlere kadar ülkenin ana muhalefet partisiyiz. Doğruları söylemek, mücadele etmek, emeklinin 12 bin 500 lira ile geçinmek zorunda bırakılan emeklinin zorluğunu anlatmak, asgari ücretli için çalışmak, sizler için, tarımda ekmeğini arayanlar için, balıkçılar için, arıcılar için, hayvancılıkla uğraşanlar için, esnaf için mücadele etmek bizim görevimiz. Biz tüm seçilenlere onu seçenlere hürmeten, AK Partiliye hürmeten Genel Başkanları Erdoğan’a, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, MHP’lilere hürmeten Bahçeli’ye, seçmenlerine hürmeten DEM Parti’nin başkanlarına, yöneticilerine, iyi insanlara hürmeten İYİ Parti’ye, Milli Görüşe hürmeten Saadet Partisi’ne her zaman elimizi uzattık. Her zaman iyi ilişkiler kurmaya, nezaketi sürdürmeye ama muhalefetten bir adım geri atmamaya durduk. Geçmişte bizi ağır dille eleştirenler şimdi el sıkmaya, yol aramaya, ilişki kurmaya başladılar. Vallahi doğru yapıyorlar. Çünkü sokakta iki üyesi küs olmayanın yukarıda birbirine küsmeye, millete zaman kaybettirmeye, bu ülkenin yıllarını kaybettirmeye hakkı yok. Ama bir yandan da gerilimi sürdürecek değişik açıklamalar, tutumlar da oluyor.”
“UZUN YILLAR SONRA ATA’NIN EVİNDE BULUŞALIM”
“Buradan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adını kanunla almış tek ilçeden sesleniyorum. Önümüzdeki bayram 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’dır. Bu ülke insanlarının istediği birlik ve beraberlik olacaksa, kurucusunun söylediği gibi ‘Yurtta barış, dünyada barış’ olacaksa, yoksulluk bitsin diye Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesi olacaksa fırsat bu fırsattır. Buradan Sayın Erdoğan’a sesleniyorum. 29 Ekim törenini, resepsiyonunu, Gazipaşa’dan sesleniyorum ki Gazipaşa’nın evinde, milletin evinde, Çankaya Köşkü’nde yapınız. Çok uzun yıllar sonra tüm siyasi partiler Çankaya Köşkü’nde bir araya gelelim. Bu milletin istediği birliği, beraberliği, barışı, kardeşliği ve hep birlikte bu yoksulluktan kurtulmayı sağlayalım. Üç gündür bekliyorum. Gazipaşa’dan Erdoğan’a sesleniyorum. Var mısın Sayın Erdoğan? Gazipaşa’nın evine gelmeye, Çankaya Köşkü’ne gelmeye ve bir Saray dayatmasından vazgeçip, milletin evinde, Ata’nın evinde milletin temsilcilerini ağırlamaya var mısın? Varsan biz varız. Bu millet senden Atatürk’e, eserine, ülkede yaşayan herkese saygı duymanı bekliyor. Biz bu milleti çok seviyoruz, bu halkı çok seviyoruz, Atatürk’ümüzü çok seviyoruz. Gazipaşa’mızı çok seviyoruz. Hepinizi saygı ile selamlıyorum. En güzel günlerde görüşeceğiz. Hep birlikte olacağız. Siz böyle oldukça bu ülke çok daha güzel olacak. İyi ki varsınız. Hepinizi saygı ile selamlıyorum.”
GAZİPAŞA İLÇE BAŞKANLIĞINI VE BELEDİYESİNİ DE ZİYARET ETTİ
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Gazipaşa ilçesinde CHP İlçe Başkanlığında parti örgütü ile bir araya geldi. Özel daha sonra, Gazipaşa Belediye Başkanı Mehmet Ali Yılmaz’ı makamında ziyaret etti. Özel, “Sayın Mehmet Ali Yılmaz benim Gazipaşa’nın adının verilişinin yüzüncü yıl törenlerinde, daveti üzerine geldiğim, tanıdığım o günden beri de yakın ilişki içinde olduğumuz, tanımaktan büyük memnuniyet duyduğum belediye başkanımız. Kendisi Mülkiyeli. Sosyal Güvenlik Kurumu’nda başmüfettişlik görevinde bulunmuş, idari görevlerde bulunmuş, emekliliğinde gelip memleketinde partimizi belediye başkanlığı göreviyle temsil eden çok değer verdiğimiz bir yerel yöneticimiz” dedi. Özel, şöyle devam etti:
“HER BİRİNİZLE AYRI AYRI GURUR DUYUYORUZ”
“Antalya’da 20 belediyeden 17’si Cumhuriyet Halk Partili, ve nüfusun yüzde 97’sine hizmet veriyoruz. Bu çok çok önemli. Gazipaşa gibi doğrudan Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Milli Mücadele’nin öncesinde, sırasında, Cumhuriyetin kuruluşunda yaptığı katkılardan dolayı Meclis kararıyla adı Gazipaşa olarak değiştirilmiş olan kahraman bir ilçedeyiz. Burada Cumhuriyet değerlerine ciddi bir bağlılık var. Burası bizim her zaman güçlü olduğumuz bir ilçe. Cumhuriyet değerleriyle barışık bir ilçe. Adeta Antalya’nın doğusunda partimizin kalesi. Bu kaleyi bekleyen ilçe başkanımızı, değerli meslektaşımı biraz önce ilçede ziyaret ettik. Şimdi hep birlikte uyum içinde çalıştıkları Sayın Mehmet Ali Yılmaz’ın yanındayız kıymetli milletvekillerimizle, il başkanımızla, Parti Meclisi üyelerimizle birlikte. Kelimenin tek anlamıyla biz Gazipaşa’yı çok seviyoruz ve sizlerle, her birinize ayrı ayrı gurur duyuyoruz.”
“ÖNEMLİ İŞLER YAPILIYOR”
“Tabii borç içinde alınan bir ilçede, geçen dönem hem mali disiplinden taviz verilmedi, borçlar bitirildi, devlete olan borçlar bitirildi, bir kuruş borcu olmayan bir ilçe oldu, hem üstüne seçim çok önemli meseledir. Çünkü siz borçları kapatayım derken yatırımda zorlanırsınız. Hizmette zorlanırsınız. Demek ki o denge çok doğru tutturuldu. Demek ki israf yerine halkın yararına yapılan tasarruflar doğru yerlerde kullanıldı ve bugün buraya geldik. Buralar hem turizmde hem ihracatta Türkiye’ye döviz kazandıran yerler. Türkiye cari açık veriyor. Cari açığın kapanması için yapılabilecek en doğru iki iş. Birisi ihracat. Bir tanesi turizm. Yüksek yerlerde mülkiyeti belediyeye ait olan yerlerde nohut tarımı yapıldığını gördük. Onun yoksullara ücretsiz dağıtıldığını Halk Marketlerden vatandaşa uygun fiyatlarla satıldığını gördük. Bu çok önemli. Bu tropik meyvelerle ilgili verilen destekler önemli. Kurulan sera önemli, araştırma geliştirmeye, tanıtıma verilen destekler gerçekten önemli. Bu anlamda ne yapacaksanız biz elimizden geldiğince bütün desteği size sağlamakta asla geri durmayacağız. Ben sizin şahsınızda hem belediye meclis grubumuzu yürekten tebrik ediyorum. Hem diğer partilerden seçilen belediye meclis üyelerimizi de tebrik ediyorum. Bir takım sıkıntılar yaşadığınızın farkındayım. Devletin yatırımlarında aksama var. Belediye maalesef içinde bulunduğu yüke kıyasla devletten çok az katkı alıyor. Bunların hepsinin değişeceği bir dönemin eşiğindeyiz.”
“ÇEKİM MERKEZİ HALİNE GETİRME YOLUNDA…”
“İnşallah Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyetin ikinci yüzyılında iktidar partisi olduğunda hem büyükşehir noktasında hem ilçe belediyeleri noktasında çok daha rahat bir süreç sizin karşınızda olacak ve o zaman esas buraya hizmet etmek çok daha keyifli olacak. İmarla ilgili yapılan düzenlemelerde sizin şehri düzenli bir şekilde kent rantını halktan yana kullanarak ve kenti doğru bir şekilde büyümesine, yaptığınız çalışmalarda ufak tefek engellere takıldığını duyuyoruz, görüyoruz. Bunlar da moral bozmamak lazım. Biz dürüst çalışan ve halktan yana iş yapanlar eninde sonunda başarıyorlar. En önemlisi de sizin nasıl çalıştığını 31 Mart günü sandığa gidip muhteşem bir oy oranıyla sizi yeniden seçen Gazipaşalılar hakkınızı teslim etti. Biz de size inan güveniyoruz. Ressam Fikret Otyam’ın hayatının son dönemini geçirdiği bu muhteşem ilçede sizin en güzel hizmetlerle burayı bir çekim merkezi haline getirme yolunda başarılarınızın devamını diliyoruz.”